“Lütfen… o bardaktaki suyu
toprağa döküver.
Solmakta olan bir çiçeğin dibine…”
Aslında her şey, on dokuz yıl önce, Tarık Günersel‘in yazdığı, Hakan Altıner‘in yönettiği, Can Gürzap ve Ayda Aksel‘in başrollerini paylaştığı, “Yarım Bardak Su” adlı oyunu izlediğim akşam başlamıştı. Çok etkilenmiştim. Sonrasında piyesi okurken, yakaladığım o şiirsellik, o ince hüzün beni alıp götürmüştü. Hani derler ya, neredeyse tüm zamanlarımı altüst etmişti.
2020 Ağustos’unda Serkan Aydın beni arayıp, kendisine birkaç piyes önermemi istediğinde, ilk aklıma gelen, hiç tereddütsüz “Yarım Bardak Su” olmuştu. Covid19 zamanlarıydı, ölüm kol geziyordu adeta, perdeler kapanmıştı, yeni projeler, ertelenen işler, yeni kitaplar, röportajlar, derken 6 Şubat tarihinde yaşadığımız deprem felaketi, ekonomik sıkıntılar girdi devreye.
7 Temmuz 2023 akşamı Serkan Aydın ile sezon için konuşurken, “Neden “Yarım Bardak Su olmasın? İşte, Tarık Günersel’in telefonu ara, konuş…”
31 Temmuz 2023 Tarık Günersel‘in yöneteceği “Yarım Bardak Su” için yola çıkıldı.
1 Ağustos 2023 oyuncu Dilek Gürsoy kadroya dahil oldu.
3 Ağustos 2023 Tarık Günersel “Yarım Bardak Su” piyesini yalınlaştırdı, iki perde yerine, eseri 70 dakikalık tek perdeye indirdi ve iki oyuncu için yeniden işledi. Bu defa “Aşk ve Siyaset” adını yeğledi.
Oya Esin ile Kaya Düşsel‘in 1950’lerde yaşadıkları bir duygusal ilişkiydi bu.
Birbirini çeken ama siyasette çatışmalı iki kişi. Birbirlerine yasaklı.Birbirleri için öteki. Biri ünlü bir piyanist, diğeri başvekil. Menderes’ten esin var, ama hayalî bir ilişki, bir dönemin izdüşümü aslında.
23 Ekim 2023 akşamı Kadıköy’de Eylül Sahnesi’nde dünya prömiyeri yapılacak “Aşk ve Siyaset” in yoğun prova sürecinde, Yavuz Pak ile Tarık Günersel‘i dinlemek istedik, her zamanki sonsuz nezaketiyle, yine bizi kırmadı, sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
Pınar Çekirge – Öncelikle, “Yoğunlaştırılmış yaşam. Yaşam kutsal. Tiyatro kutsal. Tiyatro yaşamak. Yapmak değil, yaşamak” şeklinde tanımladığınız tiyatro sanatında “yalın tiyatro” kavramını sorsam?
Tarık Günersel – Şiir anlayışımın uzantısı: Yalın, yoğun, ilginç, duygu ve düşünce açılarından zenginleştirici. Yalın Tiyatro seçilen bir öyküyü mümkün olan en az sayıda oyuncu, söz, hareket, nesne (aksesuar) ve mümkün olan en yalın sahne, giyim ve ışık tasarımları ile gerçekleştirme sanatıdır. Bir bavul ile turne mümkün olmalı. Giysi aynı zamanda dekor ya da sahne tasarımı olabilir. Oyun sahnede değil, seyirci zihni ile tamamlanır, temsillerle olgunlaşır.
Yavuz Pak – Tiyatroyu radyo oyunundan ayıran temel şey görsel iletilerdir, demiştiniz.
Tarık Günersel – Hay yaşayın! Tiyatro deneyimi özetlenememeli, sözlü anlatımla tüketilememeli, “gidip görmen, yaşaman lazım” dedirtmeli.
Pınar Çekirge – “Aşk ve Siyaset”e dönelim. Oyunu neden yeniden işlediniz.
Tarık Günersel – Daha az yerel, uluslararası alana daha dönük bir piyes oluşturmak istiyordum. Serkan Aydın 70 dakikalık tek perde olarak yeniden işlememi önerince sevinçle benimsedim. İsteklerimiz uyuştu.
Pınar Çekirge – “Aşk ve Siyaset” yalın tiyatro anlayışınıza uygun biçimde sahneye taşınıyor.. Görkemli dekor, gösterişli kostüm ya da teknik destek istemeden. Bu bir engel yaratır endişesi duydunuz mu?
Tarık Günersel – Diyaloglar yoğun, şiirsel. Aceleye gelmez. Seyircinin dikkati iki kişinin etkileşiminde olabilmeli. Buna yardımcı olan her şey iyidir, güzeldir. Gereksiz her şey gürültü olur. Yaklaşımım, şiirdeki söz kuyumculuğumun bir uzantısı. Dekor-Kostüm-Işık bakımından olağanüstü iki sanatçı var ekibimizde: Özlem Arıkan Serbez ile Alpay Serbez. Önceki çalışmalarımızdan biliyorum, tiyatro anlayışımıza uygun bir estetik oluşacaktır. Kısıtlı bütçeye ve azcılığıma rağmen.
Yavuz Pak – Neden aşk, neden siyaset? Bu iki sözcüğün bir araya gelmesi çok mu zor?
Tarık Günersel – Hayattaki temel boyutlardan ikisi. Oyunumuzun odağında.
Pınar Çekirge – Bahar neden hınzırdır?
Tarık Günersel – Normalde aklımıza gelmeyecek şeyler filizlenebilir.
Pınar Çekirge – Bir defasında şöyle demiştiniz; “İlgi ne zaman ilişki olur? Bazen yıllar sonra, bazen de hiçbir zaman. “Aşk ve Siyaset”in ana teması da bu öyle değil mi?
Tarık Günersel – İnsan ilişkileri karmaşık, devingen, şaşırtıcı. Oyun kendini gerçekleştirme çabaları ile keşif gezisi. Kanımca tiyatro bir Ar-Ge alanı: Oyuncu da seyirci de araştırır, kendini geliştirir.
Yavuz Pak – Gerçek bir dönemde, hayali bir ilişkiyi anlatmak, nice çağrışımları da beraberinde getirecek ister istemez. İzleyici için hayli sürprizler var diyebilir miyiz?
Tarık Günersel – Sanırım huzurla diyebiliriz. Vaad değil, sanı.
Pınar Çekirge – Reji anlayışınızı sorsam, Tarık Günersel dediğim kanundur diyen biri mi, oyuncuyu alanda serbest bırakan bir yönetmen midir?
Tarık Günersel – Yönetmen sinerji sorumlusudur. Enerjilerin verimli birliği.
Pınar Çekirge – Ve gelelim en son ve zor soruya, yazar ve yönetmen olarak 23 Ekim akşamı bu oyunla ilgili başlangıçta kurmuş olduğunuz hayalin yüzde kaçına erişeceksiniz?
Tarık Günersel – Ötesine, belki de. İki oyuncu ile ile ipek halı dokuyoruz. Ayrıca Serkan Aydın usta oyuncu olmasının yanı sıra çok yönlü bir tiyatro insanı. Bu süreçte pek çok alanda emek verdi, veriyor, sağolsun.
Yavuz Pak – Afişte Müzik: Beethoven yazılı.
Tarık Günersel – Beethoven’ın “Ayışığı Sonatı” (ilk bölümü) bu piyesle bağlantılı. Gülsin Onay’ın yorumu ile YouTube’da yer alan ilk bölümü dinlemek oyunu daha verimli yaşamayı sağlar.
Şimdi düşüyorum da, bazen yarım bardak suya nice hüzünlerin, elemlerin, pişmanlıkların, ıskalanmış zamanların hayali düşer.