Girdabın İçine Yolculuk: “Bir Ruhun Hikayesi”

İsmail Cem Özkan
4,6K Okunma

Karanlık bir salon, sahnenin ortasında bir merdiven, yukarıya doğru girdap oluşturacak şekilde çıkıyor. Merdivenlerin etrafını oluşturan görünmez bir demir parmaklık var, onları aydınlatan ışıklar. Işık bir tutsaklığı, özgürlükten yoksun olmayı sembolize ediyor… Merdiven, ışık ve sonsuzluğa bakış… Bir teleskopun içinden “gelin hayatıma bakın!” diye haykıran sessiz bir çığlık…

Şiir imgeleri, sahnede vücut bulmuş; bir girdap gibi sahnenin ortasına inen merdivenle… İlk imgeler bize sessizce tokat atıyor, uzun soluklu bir şiirler dizisinin ilk dizesi gibi sahnede duran merdiven.

Girdabın içinde yolculuk!

Bir kış günü, kar altında eğilen çam ağaçları ve o ağaçların dallarında biriken kara direnmesi gibi, penceresinden hayata bakan bir kadının varoluşunu sorgulamasının şiir diliyle yazılmış tarihi…

Sahnenin arkasında açılan bir kapı (perde) aralığından sahneye doğru gelen beyazlara bürünmüş bir kadın. Şiir, kadın üzerine olacak; kadının isyanı, varoluş sorunu ya da yaşadığı sorunun teleskoptan yansıması… Sahnenin ortasında yuvarlak bir platform; platformun hareket edeceğini üzerine atılan ilk adımda oluşan titreşimle anlıyoruz… Bir teleskopla özelden genele ya da bir iç hesaplaşmadan dışsal sorgulamalara doğru yolculuğa hazırlanan, uzaya doğru adım atacak astronotlar gibiyiz… Sis ve duman eşliğinde zirveden ufka bakan duygulara savruluyoruz. Güneşin ilk ışıklarıyla oluşan buğu ve bulutları romantik görüntüsü eşliğinde…

Oyun, kocasına saygı, hatta hayranlık duyarak onu yükseklerde gören bir kadını ele alıyor. Kadın, adeta bir çukurdan zirvede duran kocasına bakıyor. Zaman içinde, kocasının dokunulmaz ve yüce nitelikleri sorgulamaya başlıyor. Viktoria, kafasında oluşturduğu zirveden kocasını indiriyor ve ölüme giden yolda kendisiyle eşitliyor onu… Kocanın o zirveden düşüşüne, tabut içinde yatan kocaya karşı biriken öfkenin adeta kusulması ve kocanın zirveden toprağın altına alınışına tanıklık ediyoruz.

Ingmar Bergman’in kaleme aldığı metin İpek Özgüven’in ellerinde Türkçe’ye uyarlanıp, Serap Eyüboğlu yönetiminde sahneye aktarılıyor ve sahnede Zeynep Erkekli şahsında vücut buluyor… Usta oyuncu Zeynep Erkekli, Viktoria karakterine hayat verirken yıllara dayanan birikimini ve deneyimini sergiliyor sahnede. Ingmar Bergman’dan Zeynep Erkekli’ye yansıyan ve usta oyuncuda hayat bulan imgeler içindeyiz.

Oyunda çok az müzik kullanılmış, çünkü şiirin, metnin melodisi öne çıkmış, şiirin müziği seyirciyi kucaklamış. Her replik, her jest bir imgeyi içinde barındırıyor içinde. İmgesel anlatı eşliğinde bir şiirin örgüsünden çıkıp diğerinin içine alınıyoruz. 

Kış günü patlayan bir yanardağın lavıdır üzerimize doğru gelen imgeler…

Ancak, şiirler arasında neredeyse hiç boşluk bırakılmamamış. İzleyicinin, şairin anlatmak istediğini anlaması, içselleştirmesi ve sonraki şiire hazırlanması için bir nefeslik boşluk yaratılmamış. Oyun boyunca replikler o kadar aralıksız sıralanıyor, konudan konuya o kadar hızla geçiliyor ki, imge bombardımanı altında ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Keşke reji, seyircinin şiirler arasında biraz soluklanmasına izin vermiş olsaydı…

Zeynep Erkekli’nin kostümünde gözüme takılan detay ayakkabı bağcıkları oldu. Ayakkabı bağcığı kapalı alanda tek başına kalanlar için çok risklidir. Zira ayakkabı bağcığı hayatta kalmakla ölüm arasındaki bir pamuk ipliği gibidir. Varoluşunu sorgulayan, yalnız bir insanın ayağında bağcıklı ayakkabının olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu küçük detay dışında kostüm, dekor ve ışık gayet başarılı ve rejiyle uyumlu.

“Bir Ruhun Hikayesi”, bahsettiğim kimi detaylar dışında, genel olarak değerlendirildiğinde, her sahnesi üzerine uzun uzun düşünülmüş ve emek verilmiş bir  oyun. Serap Eyüpoğlu rejisinin metni yorumlayışı ve bu yorumla bütünleşen sahnelemedeki başarısına, Zeynep Erkekli’nin oyunculukta el yükselten ustalığı eşlik ediyor. Tiyatroseverlerin kaçırmaması gereken bir oyun!

Öte yandan, genel olarak ödenekli tiyatrolarda, daha çok büyük bütçeli, kalabalık kadrolu oyunların oynanması taraftarı olduğumu itiraf etmeliyim. Çünkü özel tiyatroların büyük bütçeli oyunları sahnelemesi, özellikle içinden geçtiğimiz ekonomik koşullarda oldukça zor…

İSMAİL CEM ÖZKAN

Bir Ruhun Hikayesi

Yazan: İngmar Bergman

Uyarlayan: Benedicte Acolas

Çeviren: İpek Özgüven

Yöneten: Serap Eyüboğlu

Dekor Ve Kostüm Tasarım: Gülhan Kırçova

Işık Tasarım: Akın Yılmaz

Müzik: Türkü Deyiş Çınar

Hareket Düzeni: Gizem Bilgen

Dramaturg: Derya Özer

Yönetmen Yardımcısı: Zeynep Erkekli

Asistanlar: Demet Ergün, Ilgın Canan Arslan

Oyuncu: Zeynep Erkekli

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku