Kemal Başar’ın Devlet Tiyatrosu’nda geçirdiği 27 yılını eğlenceli, ama iğneli bir dille anlattığı ‘Milletin Tiyatrosundayım Sanmıştım, Meğer Devletin Tiyatrosundaymışım – Tiyatro Nasıl Yapılmaz (1989 – 2016)’ adlı kitabı Kronoloji Yayınları’ndan çıktı.
Olayların bugüne dek ortaya konmamış bir bakış açısıyla anlatıldığı kitap bir döneme ışık tutmasının yanı sıra bir Cumhuriyet kurumunun adam sendeciliğin, adam kayırmacılığın ve iş bilmezliğin gölgesinde nasıl erozyona uğradığını ve sanattan uzaklaştığını da çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
Kitap Hakkında:
Konservatuarda Hamlet, Macbeth, Tom, Danton falan oynarsın boyuna, o başrolden bu başrole koşarsın, rol beğenmezsin, sanırsın ki Devlet Tiyatrosu’na girince de bütün roller senin. “Sahneye çıktın mı Tanrı gibi hissedeceksin”, “Sen değerlisin, farklısın” diye de gazlamışlar, ilk profesyonel rolünde arkada mızrağı tuttun mu aklın başına gelir, ne halt ettim dersin, ama bu sefer de “Devlet Tiyatrosu olmazsa ülkede tiyatro olmaz”, “Sen Devlet Tiyatrosu’nun neferisin”, “Halkın bu kuruma ihtiyacı var”, “Annen ölse sahneye çıkacaksın” cümleleriyle dolar beynin, o adanmışlıkla senelerin geçer de kendini, yeteneğini, geleceğini ne uğruna feda ettiğini anlamazsın.
(Tanıtım Bülteninden)
Kitabın Künyesi: