Doç.Dr. Süreyya Karacabey’in kaleme aldığı 27 Mart Dünya Tiyatro Günü Bildirisi’ni okurlarımızla paylaşıyoruz:
Sansarlar, su kuşları, yağmurları toplayan bulutlar, gecelere şiir bırakan yıldızlar, eski şarkılardan kalan sesler, göllerin büyüttüğü yetim balıklar, yıkılmış bir ağaçtan dökülen vişneler, kaybolmuş evlerini arayan antik gölgeler, hepsi atlayacak terkisinden bir gün zamanın,
ve yeniden kurulacak sahne.
Hiçbir sabaha çıkamayan ölüler, savaşların ortasından kaçarak sulara gömülenler, zindan kapılarında annelerini isteyen bebekler, zift dökülmüş yollarda kaskatı kesilmeyi yürüyüş sanan köpekler, bir atlastan bağırarak geçen atlar, hep beraber inecekler geniş bir gölgeliğe,
ve birlikte kurulacak sahne.
Karanlık bir yolda kaybolan kralların gölgeleri, kendini hep sonsuz sanan zalimlerin ayak sesleri, otlarıyla birlikte hiçliğe gömülen köylüler, nehir baskınlarında çürüyen meyve ağaçları, hepsi yürüyen bir ormanın içine düşecekler,
ve birlikte kurulacak sahne.
Karartılmış zamanların sayfalarına yazıldık çoktan bizler, bir kötülüğe çok uzun baktık, yıkılmış ve parçalanmış ülkelerin uçurumunda kaybettik aradıklarımızı, kanlı sokaklarında koştuk kentlerin, şimdi tek tek topluyoruz büyük bir rüzgara dönüşecek ve her yeri temizleyecek o öfkeli sesleri,
ve onlarla birlikte kurulacak sahne.
Hamlet’in erken öttü horozu, sabah olmayacak, Macbeth’in kanlı hançeri, gaz odalarından çıkıp büyüyen uygarlık, resmi adımlarla kanlı bir yasaya yürüyen iktidarlar, ortaya saçılmış yalanlar, yüzü parçalanmış masumiyetler, sultanların, kralların zehirlerinden büyüyen saltanatlar, kardeşini öldüren hınç, kuyudan çıkamayan Yusuf ve balinanın karnında kalan Yunus, hepsi düşecek kurmacanın adaletine,
ve sonra yeniden kurulacak sahne.
Bir düş parçası, bir tutam şefkat, başkası için acı çekebilen bir kalp, düşen birini kaldıran o el ve sonsuz büyüsü eski masalların, hepsi ümitle kavrayacak hepimizi,
ve yeniden kurulacak sahne.
SÜREYYA KARACABEY