Türünün İlk Örneği: Tüm yönleriyle “Tiyatro Kooperatifi”

İsmail Cem Özkan
3,4K Okunma

Geçtiğimiz günlerde tüm özel tiyatroları çatısı altında birleşmeye davet eden ve önümüzdeki günlerde kuruluşunu resmen ilan edecek olan Tiyatro Kooperatifi’ni tüm yönleriyle masaya yatırdık. Kooperatifin yönetim kurulu başkanı Iraz Yöntem ve başkan yardımcısı Ersin Umut Güler, Tiyatro Kooperatifi fikrini, kuruluş çalışmalarını, organizasyon yapısını, işleyişini ve hedeflerini ilk kez Tiyatro…Tiyatro…Dergisi’ne anlattılar…

Soru: Tiyatro Kooperatifi’nin kuruluşu fikri nasıl oluştu? 

Iraz Yöntem: Tiyatro Kooperatifi’nin kuruluş aşaması tam bir sene önce  başladı. Yaşadığımız sorunların çözümlenmesi amacıyla ve bu sorunlar üzerinden bir birliktelik yaratmayı hedefleyen bir toplantı düzenledik. Ama bunun öncesinde yaklaşık on sene öncesinden süregelen örgütlenme çabaları vardı. Önce, Beyoğlu’nda tiyatro hayatı çok canlıyken Alternatif Sahneler Birliği, ardından Bağımsız Tiyatro Birliği adında bir oluşum söz konusuydu. Bağımsız Tiyatrolar Birliği dernekleşme aşamasındayken 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşti. Dernek faaliyetlerinin sıkıntıya girmesiyle birlikte bu süreç sekteye uğradı. Sonrasında yeni bir girişimde bulunmadık. Bu yaşadığımız süreç yeniden bir araya gelmemiz için de bir tecrübe oldu. Bugün özel tiyatroların hemen hepsinde en büyük sorun ekonomik; o nedenle öncelikle ekonomik bir örgütlenmeye yöneldik. Bu doğrultuda “kooperatif” yapısını araştırmaya başladık.

Soru: Kooperatif yapısı uzun zamandır unutulmaya yüz tutmuş bir yapı ülkemizde. Özellikle de bu alanda böyle bir yapı hayli ilginç geliyor. Ne tür bir kooperatif yapısı olacak ve bu yapıyı nasıl tercih ettiniz? 

Iraz Yöntem: Daha önceki deneyimlerimiz ışığında,  merkezine tiyatroların en temel sorunlarını alan ve sağlıklı işleyecek, kalıcı bir yapı kurmak istedik. “Kooperatif” bu anlamda ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir yapılanma idi.

Öncelikle, Ticaret Bakanlığı Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü ile görüştük. Burada çalışan uzmanlar sorularımızı yanıtladılar, bilgi verdiler bize.. Bizim için en uygun yapının bir “işletme kooperatifi” olacağına karar verdik bu görüşmeler sonucunda. 

İşletme kooperatifi, sadece kurumların ortak olabildiği bir kooperatif yapısı, yani bireyler ortak olamıyorlar; dolayısıyla bu oluşuma katılmak için şirket olmak gerekiyor. Yasal olarak şirket niteliğine haiz, vergi levhası olan, vergisini veren tiyatrolar bu yapıya dahil olabilecek.   

Biz aynı zamanda  yapının bir  “sosyal kooperatif” olmasını istedik ve sosyal kooperatifçilik konusunu da araştırdık. Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, sosyal kooperatifçiliği önemli görüyor ve mevzuatla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. 

Soru: Bu tür bir yapının ülkemizde bir örneği var mı? 

Iraz Yöntem: Bu örgütlenme yapısı, hem sosyal kooperatif hem işletme kooperatifi hem de tiyatroların bir kooperatif çatısı altında toplanması anlamında bir ilk. Kendileri yapı olarak kooperatif olarak tanımlayan tiyatrolar var, örneğin Semaver Kumpanya bunlardan biri. Ama kooperatif anonim ya da limited gibi bir şirket yapısı aslında. Bununla birlikte sosyal kooperatif yapısı, diğer kooperatif yapılarından farklı olarak, sosyal haklar için de çalışan ve ortaklarına kar payı dağıtmayan bir yapı. Elde edilen gelir ortaklara daha fazla hizmet sunabilmek amaçlı kullanılacak. Ortaklar arasında bölüşüm para ile değil hizmet karşılığında olacak.

Soru: Peki dünyada benzer yapılar var mı? 

Iraz Yöntem: Ticaret Bakanlığı uzmanları ile yaptığımız araştırmalarda dünyada da benzer bir örnek bulamadık. Bununda sebebi şu; bu bir ihtiyaçtan doğdu. Biliyorsunuz, Türkiye’de özel tiyatrolar ticaret kanuna göre tacir statüsünde, yani bir bakkal dükkanından, bir lokantadan farkımız yok yasal olarak. Gelişmiş ülkelerde özel tiyatrolar ticari bir sıfat taşımadıkları için böyle bir yapının örneği de yok. Ülkemizdeki yasaların tiyatroları tacir statüsünde değerlendirmesi, ticari bir işletme gibi görüp buna göre vergilendirmesinden dolayı nevi şahsına münhasır bir yapı inşa etmek durumunda kaldık denilebilir.

Soru: Oluşumun çerçevesini nasıl belirlediniz? 

Iraz Yöntem: Biz oluşumumuzda çok net bir çerçeve çizdik, kısa vadede tiyatroların üzerindeki maliyeti azaltmak, orta vadede gelirlerini artırmak için araştırmalar yapmak, uzun vadede yasal mevzuat değişikliği yaptırabilecek tüm paydaşlar için özel tiyatrolar adına bir muhatap haline gelebilmek. Ortaklarımız ile birlikte bir ticari faaliyet içinde olacağız. Örneğin, tedarikçilerle anlaşmalar yapacağız, nakliye, depolama, afiş ve matbaa işleri ya da temizlik malzemesi, dekor, kostüm vb. temini gibi konularda. Tiyatroların ihtiyacı olan her türlü hizmeti sunmak için o ihtiyaca uygun şirketler, kurumlar ile aracılık faaliyeti yürüteceğiz. Herhangi bir tiyatro kendi ihtiyacını karşılamak için tek başına araştırmaya girdiğinde hem zaman hem de fiyat konusunda mağdur olabiliyor. Ama kooperatif üzerinden daha hızlı, daha ucuz temin edebilecek çünkü aldığınız malzemenin sağlam ve ucuz olması önemli. Giderlerin azaltılması ile ortaklarımız doğal olarak bir gelir artışı elde edecekler. Bu ticari faaliyetleri yapabilmemiz için de bir kooperatif olmamız gereklidir. Dernek ve vakıf olarak bunu yaparsanız yasalardan kaynaklanan birçok sorumluluk altına giriyorsunuz ve bu yapıların kasasına giren şeyin çıkması mümkün değil. Oysa, ticari faaliyetlerde kooperatifler aracı olabilme niteliğine sahipler. Tam da bu nedenle kooperatif yapısını tercih ediyoruz aslında. Kendi alanında ekonomisini yaratabilmek, yarattığı ekonomiyi sürdürülebilir kılmak ve bunu dengeli ve adil bir şekilde yapabilmek kooperatif yapısıyla mümkün.

Soru: Bir market oluşturulması gibi anlaşılabilir mi bu yapı?

Iraz Yöntem: Evet. Kooperatif belki ileri aşamada bir market gibi hizmet sunabilir ve ortaklar marketten her türlü ihtiyacını karşılayabilir. Aslında biz market ile tiyatro arasında bir aracı kurum gibi çalışıyor olacağız.

Ersin Umut Güler: Gelişmiş ülkelerde tiyatroya devletin büyük bir desteği var. Tiyatrolar bilet ücretleri ile perdelerini açmıyor, bilet gelirlerinin maliyetlerini karşılamak için %20 civarı bir katkısı oluyor. Giderlerinin %80’inin devlet sübvansiyonları ile karşılayabiliyorlar. Ama bizim ülkemizde bilet gelirleriyle tiyatronun tüm ihtiyaçlarını karışılamak zorunda özel tiyatrolar. Çünkü devlet desteği ya çok düşük ya da hiç yok. Bunların dışında KDV ve başka vergiler de var, bilet gelirlerinin hepsi tiyatrolara kalmıyor, bileti kesildiği an yüzde 38’lik bölümü vergilere gidiyor. Perdelerimizi açıyoruz ve her perde açılışı bir maliyet. O maliyeti özel tiyatrolar olarak bilet gelirlerinden sağlamak zorundayız, çünkü başka gelirimiz yok… Özel tiyatrolar devletten destek alamıyor ve bu yüzden bilet fiyatları pahalı algısı oluşuyor. Şehir ve devlet tiyatroların ödenekleri var, çalışanları maaşlı, kostümleri, dekorları yapılıyor ve onlarca kalem masrafları var ama özel tiyatrolarda bu masrafları karşılayacak bir ödenek yok. Kurum tiyatrolarında şu anda bir biletin maliyeti 250 TL’nin üzerinde. Özel tiyatroların bilet fiyatlarından kat be kat fazla ve bu harcamalar bizim ödediğimiz vergilerle yapılıyor. Özel tiyatrolar, sanatsal faaliyetlerini imkansızlıklar ve yüksek vergi yükü ile yürütmeye çalışıyor. Özel tiyatroların aslen kamu hizmeti sunduğu kabulle, vergi yükünde iyileştirmeye gidilmesini ve doğru yasal statüyü birlikte şekillendirmeyi hedefliyoruz. Bu noktada hem giderleri azaltmak hem de yasal statüye sahip bir yapılanmayı hedefliyoruz. Her dönem, sürekli ve etkin biçimde devlet ve diğer kurumlarla ilişki kuralım istiyoruz. Mesela vergilerin kaldırılması ya da azaltılması, biletler üzerinden alınan %8 KDV ve eğlence vergilerinin sıfırlanması ya da makul bir seviyeye indirilmesi gibi hedeflerimiz var. Bu sorunlara ancak bir araya gelerek çözüm bulabiliriz. Bir arada olmanın, dayanışmanın gücünü kullanmak gerekli; sorunlara bireysel olarak çözüm bulmanın oldukça zor olduğunu bugüne kadar yaşadığımız deneyimlerden biliyoruz. Kurumsal bir yapı ile kolektif bir irade ortaya koyarak, devlet ve diğer kurumlarla bu yapı üzerinden muhatap olup çözüm üretmemizin yolunu açacağız. Örneğin KDV’nin biletlerde sıfırlanmasının, ülkemizin kültürel hayatına ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağını böyle bir muhataplık ilişkisi ile daha kolay anlatabiliriz.

 

Iraz Yöntem: Uzun vadede yasal düzenlemelerde değişiklik yapılmasını sağlamak gibi düşüncelerimiz var. Eğer muhatap olabilecek bir konuma gelirsek o zaman mevzuatlarda yeni düzenlemeler yapılabilmesi için fikirlerimizi ortaya koyabiliriz ve muhatabımız olan kurumlarla işbirliği fırsatı yaratabiliriz.

Aslında mevcut yasalarda değişikliklere ve yeni bir yasal bir tanımlamaya ihtiyaç duyuyoruz. Tek bir yasa/ mevzuat değişikliği ile bizim sorunlarımız çözülmeyecektir, çünkü her şeyden önce, bizi gerçek anlamda tanımlayacak bir yasal düzenleme henüz yok. Öncelikle bizi yasal düzlemde tanımlanmamız gerekiyor. Öte yandan, tek bir yasa ile olmadığı gibi tek bir bakanlıkla da muhatap değiliz. Mesleğimizin özelliğinden dolayı, sorunlarımızın çözümü için birden fazla bakanlıkla birlikte çalışmak durumundayız: Ticaret Bakanlığı ile de muhatap olacağız, Maliye Bakanlığı ile de, Kültür Bakanlığı ile de muhatap olacağız. Hepsi ile aynı anda masaya oturup öncelikle mesleki olarak yasal düzlemde tanımlanmamızı istişare edeceğiz. Örneğin, kültürel işletme tanımı çerçevesinde bizi diğer tacir işletmelerden ayıran özelliklerimiz tanımlanmalı. Bu tanım doğrultusunda bizi diğer işletmelerden/kurumlardan ayıran özelliklerimizin olduğunu vurgulayacağız. Mesela, stopajların oranlarının yeniden belirlenmesi gibi gelişmeler bu tanımlama üzerinden yapılabilir.  Belki tamamen vergilerden muaf olamayız, gerçekçi olmak zorundayız ama herhangi bir kar amacı güden işletmeden kendimizi ayırdığımızda, yani “kamusal hizmet üreten işletmeler” olarak tanımlandığımızda vergilendirme de farklı biçimde düzenlenebilecektir.

Soru: Kurucu ortağınız olan kaç tiyatro var?

Iraz Yöntem: Şu an 32 kurucu ortağımız var. Resmi kuruluşumuzu sabırsızla bekleyen tiyatrolar var, sonrasında bu sayının artacağına inanıyoruz. 

Soru: Sadece Kadıköy’de 60-70 tiyatronun olduğu günümüzde bu sayı yeterli mi sizin için?

Ersin Umut Güler: Yolcu Tiyatro olarak, Kadıköy Tiyatrolar Platformu çatısı altındayız biz de. Ama fiilen bu sayı gerçekliği karşılamıyor aslında. Gerçekte faaliyetlere katılan 25-30 civarında tiyatro var platformda.

Iraz Yöntem: Bir yıl evvel Oyuncular Sendikası’ndaki toplantıda bu işe girişmeye karar verdiğimizde 13 tiyatro grubu vardı. 1-2 Eylül 2018 tarihlerinde çağrı yaptık ve ardından bir çalıştay düzenledik. 100’den fazla tiyatro bu çağrıya yanıt verdi ve çalıştaya katıldı. Şu an 32 kurucu ortağımız var, bu sayının artacağını biliyoruz. Kendi iç dinamikleri veya kurumsal karar çerçevesinde kooperatife katılmayan çoğu tiyatronun, bu yapıyı desteklediğini ve ilerleyen süreçte bizimle olacaklarını biliyoruz.

Soru: Oyuncular Sendikası varken neden bir kooperatife ihtiyaç duyuldu?

Iraz Yöntem: Oyuncular Sendikası bir işçi sendikası. Biz oyuncular olarak sendikanın üyesiyiz. Sendika oyuncuların üretim süreçlerindeki hakları ile ilgili mücadele veriyor. Ama özel tiyatrolar, aslında kurumlar olarak işveren statüsündeyiz ve kooperatif tiyatroların bu niteliği üzerinden ticari boyuttaki sorunlarına odaklanan bir yapı. Dolayısıyla sendika ile kooperatifin faaliyet alanları ve tanımlamaları son derece farklı. Oyuncu olarak sendika/dernek üyesi olurken, işletme sahibi olarak da kurumsal olarak kooperatif ortağı olacağız. Kendi tiyatromuzda bir oyun sahneye koyduğumuzda orada yapımcı patron ama başka bir tiyatroda da oyuncu olarak görev yapabiliyoruz. Kooperatif yasal zeminde şirket konumuna gelmiş tiyatroların öncelikle ekonomik sorunlarının ve yasal statülerinin düzenlenmesi için mücadele verecek. Ama elbette Oyuncular Sendikası gibi sivil toplum kuruluşlarıyla her zaman işbirliği içinde olacağız. 

Soru: Bu alanda benzer kooperatif yapılanmaları var mıdır?

Iraz Yöntem: Birçok kooperatif var, her kooperatif kendi çalışma alanında üretim sürecine uygun hattı benimsiyor ama bizim hedefimiz sadece yasal süreç değil, yoğrulmaya hazır bir hamur kıvamındayız sektörel olarak. Mesela İhtiyaç Haritası da önemli bir sosyal kooperatif ve türünün ilk örneği o da bizim gibi. Tiyatro da artık sektörleşiyor. Dolayısıyla, o hamuru doğru şekilde yoğurmamız gerekiyor. Bu örgütlenmeler ihtiyaçtan doğar. Bizim taleplerimiz de belli, o taleplere uygun biçimde hamurumuzu şekillendiriyoruz. 

Soru: Son dönemde farklı bir durum var, örneğin bir inşaat firması tiyatro kurabiliyor…

Iraz Yöntem: Evet, İşte o yüzden bizim ortaklık şartnamemizin önemli vurgusu buna dair: Sektörde yer alan tiyatroların asıl işi tiyatro olacaktır. Eğer doğru yapılanma yapacaksak, tiyatro yapanlar bir inşaat firması şemsiyesi altında tiyatro yapmayacaktır, onlar da tiyatro alanında faaliyet gösteren işletmeler olmalılardır. Bugün, örneğin Kültür Bakanlığı’nın vermiş olduğu desteğe ve ondan yararlanan kurumlara baktığımızda, bir kafa karışıklığının olduğunu görüyoruz. Bir inşaat firması adı altında bir tiyatro yardım alabilmektedir. Burada inşaat firmasını suçlamıyoruz, aksine bir kafa karışıklığı ve mevzuatta yer alan boşluğu işaret ediyoruz. Eğer doğru tanım yapılabilirse, o zaman kafa karışıklığı da ortadan kalkar. Çalıştığımız, yaptığımız faaliyet alanının sınırlarını net ifade edebilirsek eğer, herhangi bir firmanın ya da inşaat firmasının altında tiyatro yapmak zorunda kalmayacağız, çünkü bunun bir kamusal faydasının olması gerekiyor. Kamusal hizmetin bizim yaptığımız işin neresinde olduğu ve neresinde ne kadar değerlendirildiğini de doğru ifade edebilmek gerekiyor.

Soru: Bazı tiyatrolar farklı şahıs ya da firmalardan sponsorluk alabiliyor. Bu konudaki tavrınız ne olacaktır? 

Iraz Yöntem: Biz kooperatif olarak ortaklarımızın üçüncü şahıs ve firmalar ile yürüttüğü ilişkiler konusunda söz sahibi değiliz. Bu tür ilişkiler, onların kendi ticari faaliyetlerinin alanına giriyor. Ortaklarımızın ticari faaliyetleri ve ilişkileri, bizim çatımız altında sorun teşkil etmeyecek, onlar da kooperatifin verdiği hizmetlerden yararlanmaya devam edeceklerdir.

Soru: Ortak bilet satış alanı ya da kurumu olacak mı? Kooperatif bilet satışları ile ilgili bir organizasyona girecek mi?

Iraz Yöntem: Elektronik bilet sistemleri ciddi alt yapı gerektiren sistemler. Bazı tiyatrolar kendi sistemlerini kuruyorlar ve kendi biletlerini internet sitelerinden satıyorlar, bazıları da aracı kurumlarla çalışıyorlar. Kooperatif yapısı, ortaklarının ticari faaliyetlerine müdahale etme hakkına sahip değil. Ama şunu da belirtmeliyiz ki, seyircinin de lehine olacak elektronik bilet sistemi kurmak biraz zaman alacak bir girişim. Bu konuda araştırmalarımız sürüyor, zaman ve koşullar olgunlaştığında, elbette bizim kooperatifi altında da yapılabilecek projelerden biri de bu olacaktır.

Soru: Kooperatifin bütçesini nasıl oluşturmayı planlıyorsunuz? 

Iraz Yöntem: Ortaklarımız arasında uygulamada olan bir aidat sitemi var. Kooperatifin ticari faaliyetleri içinde doğal olarak bir aracı yüzdesi var. Zaten dışarıdan daha düşük maliyetli hizmetler ortaklara sunulurken bundan küçük bir pay ayrılarak kooperatifin ortak bütçesine küçük bir katkı sağlanacaktır. Ayrıca çeşitli projelerle ulusal ve uluslararası fonlar için de başvurularda bulunacağız.

Soru: Bugün tiyatrolar için sahne ihtiyacı oldukça yakıcı bir sorun. Sadece İstanbul’da değil, tüm Türkiye’de. Bu konuda girişimleriniz olacak mı?

Iraz Yöntem: Sektörün sorunlarına çözüm ararken, birlikte projeler geliştireceğimiz önemli paydaşlarımızdan birisi de yerel yönetimler olacak. Belediyelerin ruhsat yönetmeliklerinde sıkıntılar var, bunların ortadan kaldırılması için çalışacağız. Belediyeler ile tiyatrolar arasında olan ilişkilerin daha iyi bir seviye çıkarılması ve iyileştirilmesi için girişimlerimiz olacak. Var olan belediyelerin salonlarının kullanıma açılımı ve tahsisine dair kooperatif ile muhatap olmasını ve öncelikli olarak bu salonların uygun koşullar altında kooperatif ortaklarına temini konusunda mutabakata varmak için çaba sarf edeceğiz. Belediyeler de bizim gibi kamu yararına çalışan kurumalardır, iki kurumun ilişkisi öncelikle kamunun çıkarı yönünde olacaktır. Dolayısıyla kooperatif belediyelerle işbirliğini güçlendirecek bir yapı olacak. Belediyelerin imkanlarını, uygun koşullarda ortaklarımızın yararlanacağı biçimde yönlendirmek önemli hedeflerimizden biri olacak. Dolayısıyla, önceliklerimizden biri, belediyelerden ortaklarımıza daha uygun koşullar altında sahne temini olacaktır. 

Ersin Umut Güler: Tiyatro Kooperatifi, ortaklarına direktif veren bir yapı olmayacak. Örneğin, sahnesi olan bir ortağımızın sahnesini nasıl değerlendireceğini biz belirleyemeyiz. Her tiyatronun belirli bir dünya görüşü, repertuvar anlayışı var ve tiyatroya bakış açısına uygun olarak sahnesini başka tiyatrolarla paylaşmaya devam edecektir. Bugün özel tiyatrolar ayakta kalmak için çok zorlanıyorlar. Devlet desteği alsın almasın, sahnesi olsun olmasın her tiyatro ayakta kalma ve sanatını icra edebilme mücadelesi veriyor. Kooperatif onların üzerine yük olmayacak; bilakis onların daha rahat ve daha verimli iş yapabilmelerine yardımcı olacak. Bu noktada, özel tiyatrolara yeni alanlar açacak, yeni olanaklar sunacak bir yapılanma söz konusu. Kooperatif asla dayatmacı bir yaklaşımla değil; her ortağın eşit olduğu, eşit koşullar altında yer aldığı, aynı aidatı verdiği, eşit oy ve söz hakkının olduğu bir yaklaşımla yol alacak. Bizim ortaklarımızdan hiçbiri diğerinden ne üstündür ne de fazladır. Her ortak eşit koşullarda temsil edilecektir.
Bu bağlamda, tiyatroların büyüklükleri, yani çalışan sayısı, bütçeleri vb. hiç önemli değil; bir tiyatroda kırk kişi, diğerinde on kişi çalışıyor olabilir. Kooperatif nezdinde tüm tiyatrolar eşit koşullarda temsil edilecek ve karar alma süreçlerinde eşit haklara sahip olacaktır. Hedefimiz kooperatif bünyesinde mutlak eşitliktir.
Kooperatif ortaklarına elde ettiği karı dağıtmayacak, onlara hizmet olarak sunacaktır. Örneğin kooperatif kiralayacağı bir depodan isteyen her ortak faydalanabilecektir. Bu tiyatrolara da büyük bir katkı sunmuş olacak çünkü kostümlerin, dekorların ve her oyun için kullanılan malzemelerin bugün mevcut tiyatroların depolarında bulundurulması zaten fiziki olarak zor. Bu yüzden, eğer bir depo ucuz bir fiyata kiralanabilirse, bundan tüm tiyatrolar karlı çıkacaktır. Tiyatrolara doğrudan maddi olanaklar sunmak yerine onlara bu türden hizmetler sunmak kooperatif düşüncesinin temelini oluşturuyor.

Iraz Yöntem: Şu anda bile tiyatrolar arasında bir dayanışma kültürü oluşmuş durumda. Kimi tiyatro toplulukları arasında, kaldırdıkları oyunların kostümlerini diğer tiyatrolara verme çabası var. Öncelikle birbirimizle iletişime geçmemiz gerekiyor. Böylece sadece aynı düşünceleri değil, aynı duyguları da paylaşmaya başlıyoruz. Bu dayanışma kültürünü kooperatif aracılığı ile daha sistemli, daha kurumsal yapıyla buluşturduğumuzda hem kooperatif ortaklarımız hem de genel anlamda tiyatro kazanacaktır. 

Soru: Kadıköy Tiyatroları Platformu bu sürecin neresinde?

Ersin Umut Güler: Kurucu ortaklarımız arasında, Kadıköy Tiyatroları Platformuna da üye olan tiyatrolar var. Platformun, yaklaşık 4 yıllık bir deneyimi var. Bu deneyimden, özellikle 1-2 Eylül toplantılarını düzenlerken çok yararlandık. Tiyatro sektöründe çalışan, sektöre hizmet veren tüm kurumlar/yapılar/kişiler gibi, platform da paydaşımızdır.

Soru: Süreç oldukça zorlu bir bürokratik ilişki ağını zorunlu kılıyor diyebilir miyiz?

Iraz Yöntem: Elbette. Ticaret Bakanlığı uzmanları ile çalışıyoruz ve onlar için de bizim için de bu bir ilk. Bir anlamda Türkiye’nin vitrinine koyacağı, birlikte gurur duyacağımız örnek bir yapı inşa ediyoruz. Elbette tiyatro ve işletmelerinin yeniden tanımlanması ve vergi konusunda da yeni adımlar atılmalıdır, çünkü bizler kamu yarına çalışan tiyatrolarız. Kamu yararına çalışan tiyatrolara bazı ayrıcalıkların verilmesi, yasalar nezdinde pozitif ayrımcılık tanınması önemli. Bu bağlamda, hem kamunun hem de tiyatronun lehine olacak bir kurumlaşmadan söz ediyoruz. 

Soru: Kooperatif yapısının temel ilkeleri neler olacak? 

Iraz Yöntem: Kooperatif yapısı her şeyden önce demokratik ve şeffaf bir yapı. Her yıl bir genel kurul yapmakla mükellefiz. Her genel kurulda bir yönetim seçilecek ve yıllık bazda neler yapıldığı ya da yapılmadığı şeffaf bir şekilde ortaklarımıza sunulacaktır. Önemli olan hesap sormadan hesap vermek ilkesini hayata geçirebilmek. Dolayısıyla sorgulanabilir ve esnek, iyileştirmeye açık bir yönetim yapısı hedefliyoruz. Öncelikle kendi içimizde ilişkilerimizi doğru bir zemin üzerinde oturtabilirsek, yasal düzenlemeler için güç birliği sağlanabilecektir.

Soru: Tiyatro camiası kooperatif gibi dayanışmaya ve ortaklaştırmaya dayanan bir yapıya hazır mı sizce?

Iraz Yöntem: Bu yapı tamamen siyaset üstü, ideolojilerden bağımsız ve dışarından bir müdahaleye izin vermeyecek şekilde inşa ediliyor. Özünde biz, ekonomik problemleri ekonomik yöntemlerle çözmeye karar verdik. Bu noktada bireysel çıkarlar arka planda kalıyor ve ortak çıkarlar öne çıkıyor ve ortak fayda için bir araya geliniyor. Böyle bir yapının tiyatrolar arasında dayanışma kültürünü de geliştireceğini düşünüyoruz. Örneğin, yaptığımız strateji toplantısında, tüm tiyatroların ortak sorununun yasal mevzuat değişikliği olduğunu tespit ettik. Bu gibi temel sorunlar üzerinden inşa edilecek bir kooperatif yapısı tüm tiyatroları ortak bir çatı altında verilecek mücadelede birleştirecektir. 

Soru: Çok teşekkür ediyoruz verdiğiniz bilgiler için… Tiyatro Kooperatifi’nin yolu açık olsun!

Iraz Yöntem-Ersin Umut Güler: Biz çok teşekkür ediyoruz.

Benzer Yazılar

Bu web sitesi size daha iyi bir performans sunmak için cookie kullanmaktadır. kabul edin Devamını Oku